Kapak Dosyası:

Kutsal hipoteze” bağlılık, istihbarat körlüğü, niyet analizinde başarısızlık

İsrail’in kurulduğu günden bu yana kutsallaştırılan “güvenliğe güven duygusu” Aksa Tufanı ile yıkıldı. Dünya şimdi İsrail istihbaratının fiyaskosunu tartışıyor. Uzmanlar, İstihbarat Raporu için İsrail’in “istihbarat felaketini” analiz etti.

İstihbarat Uzmanı Erol Tatlı

İstihbarat örgütlerinin en temel görevi tehdidi önceden belirlemek ve tedbirleri ortaya koymaktır. Devletler de istihbarat yapılarını jeopolitik konumlarına, stratejik hedeflerine, tehdit algılarına ve imkân ve kabiliyetlerine göre şekillendirirler. İsrail, coğrafi olarak konumlandırıldığı bölgede, ilk günden bu yana kendisini çevreleyen Arap ülkelerinin tehdidi altında varlığını sürdürmektedir. Bu da en önemli stratejisinin güvenlik olmasına sebep olmuş, tehdit algısının yüksek olduğu istikrarsız bir bölgede hayatta kalmayı istihbarat yapılanması sayesinde başarmıştır. Öyle ki istihbarat teşkilatlarının etkinliği ve başarısı toplum gözünde onları siyasetçilerden daha güvenilir bir noktaya taşımıştır. Peki, küresel çapta faaliyette bulunma imkân ve kabiliyetine sahip olan İsrail, nasıl oldu da burnunun dibinden organize bir şekilde yapılan saldırılardan ve atılan binlerce füzenin hazırlığından haberdar olamadı?

İstihbarat Uzmanı Kadir Kıvam

11 Eylül saldırısı sonrasında başta ABD olmak üzere tüm devletler terörün finansmanına yönelik istihbarat faaliyetlerine büyük bir ağırlık verdi. Bush yönetiminin örgütlerle bağlantılı olan devletleri, kâr amacı gütmeyen kuruluşları ve finansal hareketleri yakın takibe aldığı da biliniyor. Bu noktada akıllara gelen “finansal istihbarat üzerine bu kadar yoğun çalışmalar yapılırken, nasıl oluyor da uzmanlara göre en az 2 yıldır hazırlığı yapılan bu eylemin finansal boyutu ile ilgili bir tespit yapılamadığı” sorusu.

Devamı İstihbarat Raporu dergisinde